Translate

18 Mart 2010 Perşembe

Ne fark eder ki...

AKŞAM EGITIM 18 MART 2010, PERŞEMBE Ne fark eder ki... YÖK, Danıştay'ın iptal ettiği katsayı kararını dün yeniden görüşüp bir kez daha belirledi. Danıştay bir daha iptal edecek. Bu işlem ne kadar sürer bilmiyorum. Daha önceki yazılarımda da bu işlemin bilimsel temellerde konuşulmadan çözülemeyeceğini yazmıştım aynı fikirde devam ediyorum. Kısacası katsayı 0.13 mü olacak 0.12 mi bunun bilimsel hiçbir temeli yok. Karar vericiler neye göre karar veriyor bu da belli değil, iptal edenler neye göre ediyor bu da belli değil. Kısacası tam bir Türkiye hikayesi sürüp gidiyor. Biz de izliyoruz, ne kadar izleriz bilemiyorum ama umarım bir bilim insanı çıkar ve ben araştırdım bilimsel olarak doğrusu budur der de biz de rahatlarız. Ama halen böyle bir işaret göremiyorum. Çünkü bilim insanları da herhalde çok yoğun ve meşguller !!! Kısacası yine YÖK toplanıyor, yine karar veriyor neye göre belli değil, yine Danıştay toplanacak yine karar verecek neye göre belli değil.Bu hafta iki gün pazartesi ve salı Gaziantep'teydim. Gaziantep Milli Eğitim Müdürlüğü ve Uğur Dershaneleri olarak Gaziantep'in en büyük sekiz okulunda toplam üç bin öğrenci ve Gaziantep'te bulunan okulların müdür, rehber öğretmen ve öğretmenleriyle çalışmalar yaptım. Bu çalışmalarda yüreğim yandı desem abartmış olmam. Niye mi? Bir düşünün bugün 18 Mart yani YGS' ye yirmi gün kalmış. Öğrencilerin yarısı hatta ayrıntıları da sayarsak yüzde sekseni yeni sistemi bilmiyor. Birçok okulda yönetici ve rehber öğretmenler elinden geleni yapıyor ama ne yapsınlar en tepedeki kurumlar karar verememiş ki onlar ne yapsınlar. Öğrenciler ne yapacaklarını bilmiyorlar, sınav sistemini bilmiyorlar. Veliler hiçbir şey bilmiyorlar. Ben iddia ediyorum ki yeni sistemi sınava girecek olan öğrencilerin yarısı bilmiyor. Acaba YÖK veya ÖSYM bu yeni sınav sistemini tanıtmak ve anlatmak için bir çalışma yaptı mı? Hayır yapmadı. Kim yaptı birkaç üniversite ve Uğur Dershaneleri. Peki, öğrenciler bilmedikleri tanımadıkları bir sınava nasıl girecekler. Bu çocuklar yarın kalkıp biz bu sınavı bilmediğimiz için sınavda başarısız olduk derlerse sizce haklı değiller mi? Bence haklılar. Geçen hafta yeni sınav sistemindeki kaosu yazdım. Bu yazımın üstüne bir haftada tam bin tane mail aldım. Her kesimden teşekkür aldım. Hiç kimse bana katsayı ne olacak diye sormuyordu. Maillerde sorular hep sınavın kendisi ile ilgiliydi. Sayın YÖK üyeleri siz sınava başvuran 1,5 milyon öğrencinin 300 bininin meslek lisesi geriye kalan 1,2 milyonun genel lise olduğunu biliyor musunuz? Biliyorsanız eğer bu 1,2 milyonun neler yaşadığı sizin hiç umurunuzda değil mi? Bugün yeni katsayı kararınızı açıkladınız peki Danıştay sınava iki gün kala bunu iptal ederse sorumluluk kimin olacak. Neden bu devletin kurumları olarak 1,5 mil-yon öğrencinin sağlığı ve geleceği için ortak akıl yakalamıyorsunuz. Neden bir araya gelip bilim insanlarını da yanınıza alıp bu sorunu çözmüyorsunuz. Yoksa dilim varmıyor ama hem Danıştay hem de YÖK olarak sizler bu durumdan zevk mi alıyorsunuz? Ben artık katsayının ne olacağı ile ilgilenmiyorum. Çünkü ne olursa olsun bu iş yeterince kamuoyunu oyaladı. Bizim düşünmemiz ve yapmamız gereken çok iş var. Bu tartışmalar bizi eğitimde ileriye değil geriye götürüyor. Bundan sonra aldığınız ve alacağınız kararlar ne olursa olsun. Lütfen yaşları henüz 17-18 olan çocukları düşünün onların gözlerini ve bakışlarını hatırlayın. Sizin göreviniz onları diken üstünde oturtmak değil onları huzurlu ve daha iyi yarınlara hazırlamaktır. Bunu unutmayın lütfen... Turgay Polat http://www.aksam.com.tr/2010/03/18/haber/egitim/523/ne_fark_eder_ki___.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder