Translate

29 Nisan 2010 Perşembe

Eğitim herşeyi halleder

AKŞAM EGITIM 29 NİSAN 2010, PERŞEMBE Eğitim herşeyi halleder Yıllardır yırtınıp duruyoruz. Ama kimin umurunda, eğitim eğitim eğitim diyoruz. Eğitim bir toplumun gelişmesi için şarttır diyoruz. Eğitimli insanın egosu ve süper egosu gelişir dolayısıyla hayvani benliği yani idi zayıflar. Bu gelişmede insanların daha insani tepkiler vermesi sorunlarını insani yöntemlerle çözmesi anlamına gelir. Eğer toplumu eğitemezseniz insanları sosyalleştiremezsiniz ve bugünkü sorunları yaşatırlar bize. Son günlerde ülkemizde çok hoş olmayan haberler duyuyoruz ve maalesef bu haberlerin aktörleri ya öğrenciler ya da okullar. Bu olaylar toplumda hiçbirimizin asla tasvip etmediği edemeyeceği olaylardır. Ancak bu olayları konuşurken madalyonun her yönünü düşünmek, gelecekte yaşanabilecek bu tür sorunları önceden görmemiz ve çözüm üretmemiz adına önemlidir. O yüzden bugün bu nahoş olayların eğitim tarafını yazmaya karar verdim. Kimse kızmasın kimse gücenmesin yazdıklarıma ben sadece bakış açısını değiştirmek istiyorum. Çünkü kimse bu olaylara sağduyulu bakmıyor bakamıyor, herkes sığ ve çözümsüz bakıyor. Hükümet de, eğitimciler de çözümden oldukça uzaklar. Bir düşünün eğitimde kalkınmasını tamamlamış hangi ülkede bu tür olaylarla karşılaşabilirsiniz. Hiçbirisinde karşılaşamazsınız. Peki, neden bizde bu olaylar oluyor. Bu olayların sonucunda neyi tartışmamız gerekiyor. Sorun olayın oluş şekli veya ne zaman olduğu mudur yoksa ülke olarak eğitemediğimiz bireylerin yarattığı dehşet midir? İsterseniz bu konuya eğitim açısından bakalım. Geçenlerde Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde bulunan ve çok önemli bir araştırma kuruluşu olan BETAM'ın araştırmasına göre bir toplumun kalkınması ile eğitim, toplumun gelişmişlik ve medeniyet seviyesi ile eğitim seviyesi doğru orantılıymış. Bakınız TÜİK'in yaptığı araştırma sonuçları ne diyor; ülkemizde eğitim harcamalarının %92'si öğretmen maaşı ve fiziki giderlere harcanıyor. Yaygın eğitim yani toplumun sürekli eğitilmesi için yapılan harcamalar toplam eğitim harcamalarının sadece %2'si, çocuklarımızı eğitecek öğretmenlerin eğitimi için harcanan paranın oranı ise sadece %0.2 yani binde iki, kısacası bizde öğretmeni eğitmek diye bir kavram yok. Eğitimin gelişmesi için yani AR-GE çalışmaları için harcanan para ise toplam eğitim bütçesinin %0.3'ü kısacası araştırmada yapmıyoruz. OECD ülkelerine göre oranladığımızda durumumuz tam bir felaket. Şimdi bir daha düşünün öğretmen eğitimi yok, geliştiremediğimiz değiştiremediğimiz öğretmen ne derece başarılı olabilir. Yaygın eğitim yok buna ayrılan parada yok. Yani mezun olduğunuz günden sonra eğitim rafa kalkıyor. AR-GE bütçesi yok, araştırma yok. Peki nasıl gelişecek bu toplum. Devletin gücü bu kadar diyelim. Peki özel sektörü neden desteklemiyoruz. Onu da sevmiyoruz. Devlet yapamıyor. Toplumu eğitemezsek sonucun bundan farklı olmasını beklemekte hayal olur tabi ki. Kimse kusura bakmasın ama eğitilmemiş toplumda bundan daha beteri de olur ki hiçbirimiz bunu istemeyiz. Şimdi dönelim Siirt'teki, Manisa'daki ve daha nice olayı burada sanmayın ki sadece bu kadar olay oluyor. Daha fazlası da buzdağının görünmeyen tarafında, Bu dehşetlere son vermenin tek çaresi eğitimdir. Kızları okula göndermeyen, insanın değeri kelle sayısınca ölçülen bir ülkede maalesef eğitime ve eğitimciye değer vermediğimiz sürece bu sorunlarla uğraşmak zorunda kalacağız. Hükümette, muhalefette, basında bu olayları tartışırken işin eğitim tarafını konuşmak ve çözümü buradan bulmak zorundadır. Kimse kusura bakmasın ama her gün dershanelerle uğraşacağınıza eğitimin diğer unsurlarını konuşmayı neden denemiyoruz. Bu arada www.meb.gov.tr adresinde bir anket var SBS ile ilgili lütfen girip dolduralım. Bence son derece olumlu bir çalışma kendi bakış açımızı yansıtırsak MEB'in vereceği SBS kararına etki etmiş oluruz. http://www.aksam.com.tr/2010/05/01/haber/egitim/658/egitim_herseyi_halleder.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder