Translate

27 Mayıs 2010 Perşembe

Gerçek sorun bu mu?

ARA AKŞAM EGITIM 27 MAYIS 2010, PERŞEMBE Gerçek sorun bu mu? Dün televizyon seyrederken kulağıma çalındığı için bugün yazmaya karar verdim. Artık geleneksel hale gelen sınavlara ve sınavlara hazırlık sürecine yönelik temelsiz önyargılı söylemler devam ediyor. Bu söylemlerden dün duyduğum TED Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Selçuk Pehlivanoğlu'nun yaptırdığını söylediği ama gerçeği yansıttığı şüpheli bir araştırmasıydı. Selçuk Bey ülkemizin önemli eğitim kurumlarından olan TED'in yönetim kurulu başkanı. Ben, Sayın Selçuk Pehlivanoğlu'nu çok severim ama her yıl artık kabak tadı veren dershanelere ve sınavlara yönelik açıklamalarını gereksiz buluyorum. Bu yılda araştırmasını (!) yapmış ve açıklamış 'Eğitim sistemimizi sınavlar bozuyor', ' Dershanelere ve sınavlara hazırlığa şu kadar para harcanıyor' tabi bu yıl Selçuk Bey kendini aşmış ve sınavlara hazırlanırken ülkemizde 16 milyar dolar harcandığını söyledi. Selçuk Bey, sanırım hesap yapmayı bilmiyor. 16 milyar dolar dediği paranın bu ülkenin eğitim bütçesine yakın bir para olduğunun farkında değil herhalde. Ülkemizde dershanelerin toplam cirosu ülkemizin terlik piyasasının cirosu kadar, yani 1.5 milyar doları bulmuyor. Üstelik bu kurumlar 100 bine yakın istihdam sağlıyor ve okuma şansı olmayan 150 bine yakın çocuğu da ücretsiz okutuyorlar. Selçuk Bey bence araştırmayı yeniden yaptırsın çünkü biz ülke olarak bu parayı eğitime harcasaydık çoktan AB ülkelerini geçmiştik. Yine Selçuk Bey sınavların ülkemizin eğitimini geriye götürdüğünü gelişmesini engellediğini belirtiyor. Burada Selçuk Bey'e sorulacak en uygun soru sanırım sınavların neden yapıldığıdır. Bu sorunun cevabı sanırım tek. Sınav yaşamdır. Yaşamımızın her döneminde her anında sınavla karşı karşıya kalırız. Ama nedense hep SBS ve ÖSYS'yi konuşuyoruz. Ne zaman eğitimle ilgili bir sorun yaşansa herkes sınavları suçlayarak işin içinden sıyrılmayı tercih ediyor. Acaba bu araştırmayı yapanlar dünyanın diğer ülkelerinde hem de en gelişmiş ülkelerinde bu eleştirdikleri sınavların yapıldığını biliyorlar mı? Yine bu sınavlara hazırlık için bizdekilerin üç dört katı büyüklüğünde dershanelerin var olduğunu biliyorlar mı? En önemlisi bu dershanelerin ve sınavların bu ülkelerde eğitimin bir parçası olarak görüldüğünü biliyorlar mı? Örneğin üniversite sınavları dünyanın hemen hemen her ülkesinde var. Avrupa ülkelerinin birçoğu 'bitirme sınavları' yaparak öğrencilerinin öğrenme sevilerini ölçer. Bu sonuçlara göre öğrencilerine gelecekte ne tür bir eğitim yapacağını planlar. İşte ABD dünyanın en güçlü ülkesi, herkese yetecek kadar lise ve üniversite var. Ancak hem lise giriş sınavı hem de üniversite girişte önemli bir etken olan SAT var. Bunlara bir örnek; ABD'de NEW YORK Eyaleti'nde lise giriş sınavı yapılıyor. Bu sınavı bölgedeki en önemli sekiz okula öğrenci yerleştirmek için yapıyorlar. Bu okullar: Bronx High School, Brooklyn Technical High School, High School Mathematics Science and Engineering at City College, High School of American Studies at Lehman College, Queens High School for the Sciences at York College, Staten Island Technical High School, Fiorello H. LaGuardia High School of Music & Art and Performing Arts Bizim eğitim sistemimizin en iyi işleyen taraflarının başında son derece adil ve tarafsız yaptığımız sınavlar bulunmaktadır. Dünyanın en büyük ve en gelişmiş ülkelerinin başında bulunan ABD sınavların önemini gün geçtikçe öne çıkarırken, biz çok başarılı yaptığımız sınav uygulamasını popülist yaklaşımlara alet etmekteyiz. Eğitim yapboz tahtası değildir. Buradan Selçuk Bey'e ve onun gibi düşünenlere sormak istiyorum. Sürekli sınavları ve dershaneleri sorun olarak göstererek ne elde ediyorsunuz. Acaba bu sınavların ortaya çıkardığı sonuçlar mı sizi korkutuyor. Unutmamalısınız ki sınavlar sadece sonuçtur asıl olan süreci düzenlemektir. Acaba herkes kendi kapısının önünü süpürseydi sınavlar bizim için bir şölen haline gelmez miydi? Her yıl söylüyorum bırakın bu sınavlarla uğraşmayı sınavlar bize bir şeyler söylüyor neden onları dinleyip gerekli düzeltmeleri ve tamiratları yapmıyoruz. Selçuk Bey artık alıştık dershanelerle ilgili desteksiz rakamlar söylemenize ama bir cümle söylemeden de edemeyeceğim; dershaneler olmasaydı siz fırsat eşitliğini sağlayabilir miydiniz? Ülkemizin en ücra köşesindeki çocuklara eşit eğitim götürebilir miydiniz? Yapmazdınız. Bırakında yapanlar rahat çalışsınlar bari gölge etmeyin. Siz çığ gibi büyüyen tarikat okulları ile ilgili, eğitimin içeriği ile ilgili, okullar arası ve bölgeler arası eşitsizlikleri, okulları geliştirmeyi ve en önemlisi de verimlilik ile ilgili araştırmalar yaptırın bakın orada neler göreceksiniz neler. Turgay Polat http://www.aksam.com.tr/2010/05/27/haber/egitim/737/gercek_sorun_bu_mu_.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder