Translate

19 Kasım 2012 Pazartesi

Şişmanlığa karşı 'aile sofrası'


Şişmanlığa karşı 'aile sofrası'

Toplumda önemli bir problem halini alan obezitenin temellerinin çocukluk yıllarında atıldığını belirten uzmanlar, ileri yaşlarda obezitenin oluşmaması için anne ve babalara önemli görevler düştüğünü bildirildi.

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tolga Ünüvar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, obezitenin (şimanlık), şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kolesterol, damar tıkanıklığı, kalp krizi gibi çok ciddi sağlık sorunları riskini artıran önemli bir problem olduğunu belirtti.

Yapılan araştırmaların, erişkin dönemdeki şişmanlığın, çocukluk dönemiyle bağlantılı olduğunu ve küçük yaşlarda şişman olan kişilerin yüzde 60-70'inin erişkinlikte de obez olarak yaşamlarına devam ettiklerini gösterdiğini dile getiren Ünüvar, şöyle konuştu:

“Erişkin şişmanlığının temellerinin, çocukluk çağında atıldığını bilmemiz lazım. Çocukluktaki temelin üzerine bu şişmanlık ilerlemeye başlıyor. Çocuklukta ve ergenlikte bunu çözemediysek, erişkin çağda çözmek çok zor oluyor. O yüzden erişkin dönemde zayıflamaya çalışan insanlar, 'ben su içsem yarıyor, ama başkası yiyince bir şey olmuyor' diyor. O hep zayıfmış, zayıf gitmiş. Ama sen hep şişman gitmişsin. Senin vücudun artık ona alışmış. Çocuklarının ileride 'su içsem yarıyor' demesini istemeyen anne ve babalar, onların küçükken şişmanlamalarına izin vermemeli.”

ŞİŞMANLIĞA KARŞI "AİLE SOFRASI"

Ünüvar, kendilerine şişmanlık problemi ile getirilen çocuklar üzerinde yaptıkları tetkiklerde, sorunun tamamına yakınının temelinde yanlış beslenme ve buna yol açan değişen toplumdaki yanlış uygulamaların yattığını, sadece yüzde 5'ten daha azının hormonel sebeplere dayandığını bildirdi.

Son yıllarda artan “fast food” tüketiminin ve ailelerin bu alışkanlığın gelişimine izin vermelerinin, şişmanlık açısından en önemli risk olduğunu ifade eden Ünüvar, obezite sorunun yaşanmaması için şu tavsiyelerde bulundu:
“Fast food gıdalardan çocukların uzak tutulması gerekiyor. Çocuklar, mutlaka aile sofrasına oturmalı, aile ile birlikte yemek yemeyi öğrenmeli. Eskiden çocuklar sokağa çıkıp top, misket gibi oyunlar oynayıp bisiklete binerken şimdi televizyon ve bilgisayar karşısında vakit geçiriyor. Durağan bir yaşantı içerisine giriyor. Çocuklar mümkünse arkadaşları ile birlikte spor yapabileceği, sıkılmayacağı takım sporlarına yönlendirilmeli. Eskiden çocuklar susadıkları zaman hemen su içerlerdi. Ama şimdi, sıvı ihtiyacı şeker ve kalorisi fazla olan, kola, meyve suyu, gazoz gibi kalorisi yüksek içeceklerle karşılanıyor. Bunların yerine ayran, süt, evde taze sıkılmış meyve suları ve su öneriyoruz.”

Ünüvar, bu noktada ebeveynlerin çocuklarına örnek olması gerektiğini de dile getirerek, “Aile nasıl yapıyorsa, çocuk da o yoldan gidiyor. O yüzden genelde şişman anne babaların çocuğu da şişman oluyor” dedi.

 http://www.hurriyet.com.tr/saglik/21962076.asp

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder